İmam-i Azam’dan nasihatler
Oglum! Sana ilk vasiyetim, takvaya riayet etmendir.
Vasiyetler arasinda once takvanin zikredilmesinin sebep ve hikmeti, tatlarin en ustunu olmasidir. Takva ile temizlenip tatla suslenirsin.
Cenab-i Hakk’in “Allah katinda en ustun olaniniz, (O’nun yasaklarindan) en cok korkaninizdir.” ayeti kerimesiyle, Resûl-i Zîsan’in “Sen takvaya riayet et, muhakkak takva, butun guzellikleri cami (toplayici) ve onemli bir ibadettir.” mealindeki hadis-i serifi takvanin degerini gostermis bulunmaktadir.
Takva, ahirette zararli olan her turlu kotulukten sakinmaktir. “Ey iman edenler! Allah’tan geregi gibi korkunuz.” ayetinden anlasilan gercek takva da budur. Dikenli arazide yalinayak yuruyen kisinin sakindigi gibi, her cesit gunahtan sakinmak gereklidir. Kucuk gunahlari kucumsememek gerekir. Zira gorunen buyuk daglar, kucuk taslarin birikmesiyle bir araya gelmistir.
Rivayete gore, bir adam Hazret-i Ali’ye (radiyàllahu anh) gelerek; Sana sormak istedigim dort sualim var demis:
- Vacip nedir? Vacipten evvel vacip nedir?
- Yakin nedir? Yakinden yakin nedir?
- Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir?
- Zor nedir? Zordan daha zor nedir?
Hazret-i Ali (radiyàllahu anh) cevaben:
- Tovbe etmek vaciptir, gunahlari terk ise ondan evvel vaciptir.
- Kiyamet yakindir, olum ondan daha yakindir.
- Dunya acayiptir, dunyayi sevmek ise ondan daha acayiptir.
- Kabir zordur, aziksiz, amelsiz kabre girmek ondan daha zordur, buyurmustur.
Oglum!
Ogrenmek mecburiyetinde oldugun bir meseleyi bilmemeye devam ve israr etme. Muhtac oldugun meseleyi ogrenmek maksadiyla alimlere muracaat ederek ogren.
Insanlara karismak bir sey ifade etmez, ancak sermayesi kîl u kâl (dedikodu) olan, hezeyan ve alay ifade eder. Sen insanlarla arkadaslik yapma, meger ki ilim ogrenmek veya bir fena durumu islah icin ola.
Hicbir sahisla fazla samimi olma, ancak din ve dunya islerini yerine getirmekte samimi olup gorusebilirsin.
Adaleti once kendi sozunde, isinde, nefsinde tatbik et, adaletli ol.
Hazret-i Ali (radiyàllahu anh) soyle buyurdu:
“Adalet guzeldir. Lakin emirlerde daha da guzeldir. Comertlik guzeldir, lakin zenginlerde daha da guzeldir. Sabir guzeldir, fakirlerde daha da guzeldir. Haya guzeldir, kadinlarda daha da guzeldir.”
Ne bir Musluman hakkinda, ne de bir zimmi Hiristiyan veya Yahudi hakkinda, sozunle veya isinle dusmanca muamele etme.
Cenab-i Hakk’in sana vermis oldugu rizka, yaptigi taksimata riza goster. Sana ayirdigi mal olsun, makam ve mansip olsun hakkina razi ol.
Darb-i meselde vârid olmustur ki: “Insanlarin hayirlisi kanaatkâr olanidir. Fakirligin en fenasi, zenginlere yaltaklik (mudahane) etmektir.”
Elinin altinda mevcut olan rizki, istikbalindeki durumunu nazari itibara olarak tedbirli harca. Ta ki insanlardan mustagni olasin.
Hic kimseye muhtac olmamak ve bu sekilde davranmak, israf etmemekle mumkun olur. Ne israf, ne cimrilik, her ikisi de begenilmez.
Insanlarin tepeden hakaretamiz sekildeki bakislarini uzerine cekme